Sessizlik Bakî,düşünmek Fuzulî ...
Yalnız//lık
kimsenin ruhunuza dokunmaya cesaret edemediği anlar vardır hayatta...
ördüğünüz duvarların içine hapsetmişsinizdir varlığınızı,
gözbebeklerinize deysin istemezsiniz kimsenin duyguları...
ve sırf çevrenizdekilere, kendinize olan saygınızdan,
herşey bir olağanlık zincirinde,
gayet doğal dönüp duruyor gibi
gerçekten o anı yaşıyormuşsunuz gibi rol verirsiniz bedeninize...
bir yaşanmışlık veyayaşanmamışlık hikayesinin;
giriş, gelişme bölümünüyaşamış ,,
sonuca varmak üzeresinizdir fakat kendinizi tamamen bu duyguya
adayamayacak kadar çok girmişsinizdir birilerinin hayatına...
başınız yukarda ve omuzlarınız dik yürürsünüz sokaklarda...
oysa çoktan secdeye kapanmışdır ruhunuz...
anlamını sadece sizin bildiğiniz bir boşlukta...
garipsemeyin ve şaşırmayın bu duruma...
bilin ki; bu duygu sadece size ait değil!
gezmediğiniz sokaklarda,
asla dokunamayacağınız insanlarla paylaşıyorsunuz,
bu duygunun yalnızlığını...
Fatıma Zehra
ördüğünüz duvarların içine hapsetmişsinizdir varlığınızı,
gözbebeklerinize deysin istemezsiniz kimsenin duyguları...
ve sırf çevrenizdekilere, kendinize olan saygınızdan,
herşey bir olağanlık zincirinde,
gayet doğal dönüp duruyor gibi
gerçekten o anı yaşıyormuşsunuz gibi rol verirsiniz bedeninize...
bir yaşanmışlık veya
giriş, gelişme bölümünü
sonuca varmak üzeresinizdir fakat kendinizi tamamen bu duyguya
adayamayacak kadar çok girmişsinizdir birilerinin hayatına...
başınız yukarda ve omuzlarınız dik yürürsünüz sokaklarda...
oysa çoktan secdeye kapanmışdır ruhunuz...
anlamını sadece sizin bildiğiniz bir boşlukta...
garipsemeyin ve şaşırmayın bu duruma...
bilin ki; bu duygu sadece size ait değil!
gezmediğiniz sokaklarda,
asla dokunamayacağınız insanlarla paylaşıyorsunuz,
bu duygunun yalnızlığını...
Fatıma Zehra
Demir Yolu Hikayecileri / Oğuz Atay
"Aslında geçen sürelerin kısalığı hakkında kesin bir yargıya varamıyordum.
Alışmaktan başka çarem yoktu bu duruma. Artık çok genç değildim. Hikaye
yazmaktan başka bir iş de bilmiyordum. Artık büyük şehire gidemez, kendime
yeni bir hayat kuramazdım. İstasyon dışındaki dünya ile ilişkilerimiz de
gittikçe kendiliğinden azalıyordu. Gazetelerin pahalanması ve artık trenden
başka araçlarla taşınması yüzünden önce güncel olaylarla ilişiğimizi kestik.
Sonra yeni demiryolu hattı açıldı ve ekspres haftada bir gün uğramaya başladı.
Bu benim de işime geliyordu. Artık bir çırpıda biten ve beni telaşla peşinden
koşturan kısa hikayeler yazmak istemiyordum.
Alışmaktan başka çarem yoktu bu duruma. Artık çok genç değildim. Hikaye
yazmaktan başka bir iş de bilmiyordum. Artık büyük şehire gidemez, kendime
yeni bir hayat kuramazdım. İstasyon dışındaki dünya ile ilişkilerimiz de
gittikçe kendiliğinden azalıyordu. Gazetelerin pahalanması ve artık trenden
başka araçlarla taşınması yüzünden önce güncel olaylarla ilişiğimizi kestik.
Sonra yeni demiryolu hattı açıldı ve ekspres haftada bir gün uğramaya başladı.
Bu benim de işime geliyordu. Artık bir çırpıda biten ve beni telaşla peşinden
koşturan kısa hikayeler yazmak istemiyordum.
Uzun lafın kısaları
Güven yiyip bitiriyordu seni, giysilerin sapasağlam oysa
Karın doymuyor işte edebiyat,karın aç hep !
Beni tanıdın,senindim .Şimdi nankörlük zamanı.Basmakalıp cümlelerin kurbanı olasın çünkü "sen daha iyilerine layıksın !"
Seni gördüğümde şaşırmadım; hayat dedim, geldim,geçiyorum senden
ipuçları topladım kafamda düğümlendi hepsi
Gömleği tersten giyiyorum diye deli dediler,baş aşağı yürüyenlere sporcu diyorlar !
Hemşehriyiz dedi ustam, evet hem şehriyiz, hem kavalız hem fare . Ya da hiçbiri, hiç biri hangisi ...
Evrene mesaj gönderenler, aradığınız evrene ulaşılamıyor !
Omzumda yük, üstüme yık her şeyi dünya ; dün varya dün, orası işte dünya, orası seni kaybettiğim yer
Beyazdım sana ben,karalaman kolay oldu tabi
Boşver,
kalbini boş ver bana
taşalım beraber
hadi gülüver
kalbinden gülü ver
taşı ver bana
Her şeyi boşver işte !
Karın doymuyor işte edebiyat,karın aç hep !
Beni tanıdın,senindim .Şimdi nankörlük zamanı.Basmakalıp cümlelerin kurbanı olasın çünkü "sen daha iyilerine layıksın !"
Seni gördüğümde şaşırmadım; hayat dedim, geldim,geçiyorum senden
ipuçları topladım kafamda düğümlendi hepsi
Gömleği tersten giyiyorum diye deli dediler,baş aşağı yürüyenlere sporcu diyorlar !
Hemşehriyiz dedi ustam, evet hem şehriyiz, hem kavalız hem fare . Ya da hiçbiri, hiç biri hangisi ...
Evrene mesaj gönderenler, aradığınız evrene ulaşılamıyor !
Omzumda yük, üstüme yık her şeyi dünya ; dün varya dün, orası işte dünya, orası seni kaybettiğim yer
Beyazdım sana ben,karalaman kolay oldu tabi
Boşver,
kalbini boş ver bana
taşalım beraber
hadi gülüver
kalbinden gülü ver
taşı ver bana
Her şeyi boşver işte !
B/ilgi
Bilge diyenler oldu oysa hiçbir şey bilmezdim aslında,evet
az bilendim, çok kestim.
Hiçim de hala boşluk var...
Yabancı
Biparkta oturuyordum, heyecanlı bekleyişleri severim. Yan masadaki iki adam sivil olabilir,
dikkatlice defterimin kapağına bakıyorlar, Marilyn ölümsüzsün be yaz kadın, bense yabancı. Ne garip yabancı olmak..... "Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır.Doğar doğmaz,o bilmeden başkaları veriyor.Ama yapışıp kalıyor ona.Onsuz olamıyor" atılgan cümlelerdi bunlar. Ve "dünyanın her yerinde yabancılar sadece havadan (sudan) konuşur,hep aynı hep" St. Ranger ,Tom... Hava konuşacak kadar iyi değil, yol telaşlıydı,verdiğim sözler de var. Karşı masadaki iki kadın nasılda...
-Ne alırsınız ?
-Bir çay,bir su lütfen. Sakinleştirici var mı
-Nasıl ?
- Pardon,size demedim sanırım......
Şimdi yoruldum,sonra aktarsam, techno-logic sızlattı ...
İzmir
İzmir'de dolanıyordum yazdı
Kordon boynuma dolanmıştı
13:13'tü saat ve kimse beni hatırlamamıştı
kabuğuna sığınmış bir yumuşakça
ürkek de değil aslında
dirayetli ve zeytin ağacı kokan
ağızlarından kaçıyordu insanların
bir/inci tercihini kendinden yana kullandı
insanlar kaçışıyordu sağa sola
telaşlandım
izmir gavur değildi,güzeldi
şimdi aklına kızları geliyorsa
hasan tahsin kurşunlasın seni !
kadehimi izmir'e kaldırdım susmak üzere
söylediklerim içime sığmamıştı
karşıyakan bir araya gelsin İzmir diye sövdüm
vapur düdüklerine biraz da faytonları çeken atlara
"denizin ortasında hey canım rinna rinna nay"
izmir "eylül de gel" diyordu
ben eylülde kurşun sıkıyor olacaktım
köftehor udi seni....
4.08.2012 / İzmir
Kordon boynuma dolanmıştı
13:13'tü saat ve kimse beni hatırlamamıştı
kabuğuna sığınmış bir yumuşakça
ürkek de değil aslında
dirayetli ve zeytin ağacı kokan
ağızlarından kaçıyordu insanların
bir/inci tercihini kendinden yana kullandı
insanlar kaçışıyordu sağa sola
telaşlandım
izmir gavur değildi,güzeldi
şimdi aklına kızları geliyorsa
hasan tahsin kurşunlasın seni !
kadehimi izmir'e kaldırdım susmak üzere
söylediklerim içime sığmamıştı
karşıyakan bir araya gelsin İzmir diye sövdüm
vapur düdüklerine biraz da faytonları çeken atlara
"denizin ortasında hey canım rinna rinna nay"
izmir "eylül de gel" diyordu
ben eylülde kurşun sıkıyor olacaktım
köftehor udi seni....
4.08.2012 / İzmir
Aydilge / "Şiir"
Ben sana şiir yazamazdım
şiir hayır-lara vesile olsun istemem
Evet,şiir yazmam sana ben
Sen de ağırdan sat kendini
Şiir seni yazsın...
01.08.20-12den vurdum esir balıklar şehrini....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bilin
ÖĞRETMENLER şiirinin sonunda Parra birden Kafka oluverir, dönüşüverir yaşlı bir böceğe... Bilinsin...
